Cam Sanatı Nedir, Nasıl Yapılır ve Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Cam sanatı Nedir? hem saydam hem de renkli camlara yapılabilen bir süsleme sanatıdır. Bir başka deyişle ana maddesi silisyum olan, saydam veya yarı saydam şekle sahip olan camın belli tekniklerle işlenerek yapılan süsleme sanatıdır. Camın ne olduğunu öncelikle yazmakta fayda var. Ham maddesi kum olan, ihtiyaca göre içine soda, kalker, kireç, dolomit, feldspa ve benzeri mineraller eklenerek 1500 derece sıcaklıktaki fırınlarda eritilerek şekil verilmesiyle ortaya çıkan maddeye cam denir.

Cam sadece kumdan üretilir. Bir çok alanda kullanılan örneğin pencerelerde, mutfak eşyalarında, mobilyalarda, aynalarda, aksesuarlarda, aydınlatma sistemlerinde ve daha birçok yerlerde kullanılan cam, bazen de bir sanat eserine dönüşür. Çok eski çağlara baktığımızda camın çok eskilerden beridir kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Bunun nedeni hem zarif hem çok kullanışlı olması ve insan sağlığına zararlı olmaması bakımından çok yerde cam kullanılır.

Cam eski dönemlerde zenginlerin kullandığı ve kralların ve krala yakın çevrenin eşyalarında kullandığı idia edilmektedir. Zengin kişilerin kullanması için üretilen cam daha sonra değerli taşlara ve insan eliyle yapılmış madeni eşyalara alternatif olarak üretilmiş ve kullanılmıştır.

Cam Sanatı Nedir?

Cam Sanatı Nedir
Cam Sanatı Nedir

Cam sanatı camın eritilerek yeni şekiller oluşturulduğu sanattır. Cam sıvı hale getirilerek yapılır. Ardından cam soğutulur ve sert hale gelir, kırılganlık özelligini geri kazanır.

Cam Sanatı Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Silisyum dioksit ve maden oksitlerinin bir karışımı olan camın tesadüfen bulunduğu söylenmektedir. Romalı tarihçi Pliny, camı ilk olarak Finikeli denizcilerin bulduğuna işaret eder. Aktardığı hikayeye göre denizciler, Suriye’nin Prolemais bölgesindeki sahilde bir kamp kurarlar ve ateş yakarak kaplarını, aynı zamanda yükleri olan soda blokları üzerine koyarlar. Ertesi gün uyandıklarında, ateşin sıcaklığından dolayı kum ve sodanın camı oluşturduğunu görürler. Camın ilk olarak Mısırlılar ve Finikeliler tarafından İ.Ö. 2. yüzyılda üretildiği söylense de, Mezopotamya’da bulunan ilk cam örneklerinin tarihi, İÖ 3000‘li yıllara dayandığı belirtilmektedir. Mezopotamya’dan Mısır’a ve Doğu Akdeniz’den Anadolu’ya biroldukça yerde cam örnekleri bulunmuştur.

Camın islam mimarlığına girmesi ise “revzen” denilen alçı pencerelerle girmiş, kandil, bardak, sürahi ve tabak benzer biçimde günlük eşyalarda geniş ölçüde kullanılmıştır. Cam işleri yüzyıl sonlarında “Memluk” ve “Eyyubi” dönemlerinde en parlak düzeyine ulaşmıştır. “Selçuklu” ve “Artuklu” dönemlerinde ise “şemsiye” denilen bombeli camlar üretilmiştir.

Selçuklular zamanında ise bir çok süslü cam örnekleri ortaya çıkmıştır. Konya Beyşehir Gölü kıyısında Alaaddin Keykubat’ın yaptırdığı “Kubadabad Sarayı” kazılarında kahverengi, mor, mavi, yeşil sarı renkli yuvarlak veya bombeli pencere camları, rengarenk kadehler, şişe ve tabaklardan oluşan örnekler bulunmuştur. Orneklerde ki cam eşyalar oyma, kesme ve perdahlama teknikleriyle, camlara desen verildiği görülmüştür. Osmanlı döneminden sonrada bir çok örnekler bulunmuştur. İstanbul’un fethinden sonra cam endüstrisinin daha çok geliştiği garkedilmiştir.

Araştırma sonuçları Osmanlı cam endüstrisinin İstanbul şehrinden başlayarak geliştiği diğer illere zamanla yayıldığı görülmüştür. Kaynaklardan edinilen bilgilere gore İstanbul’un Eğrikapı, Eyüp, Balat, Ayvansaray, Bakırköy, Beykoz, Paşabahçe, Çubuklu ve İncir köy mevkilerinde çok farklı tekniklerde cam üretimi meydana getiren atölyelerinin bulunmuş olduğu görülmektedir.

Cumhuriyet’in kuruluşu ilede Türk cam endüstrisi daha da gelişerek 17 Şubat 1935’te Paşabahçe’de, Boğazca’ın yamaçlarında Meclis’in onayıyla ilk ulusal cam fabrikası kurulmuştur. Türkiye İş Bankası tarafından “Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.” adı ile kurulan fabrika çeşitli tarzlarda cam üretimi meydana getirmiştir. Şişecam, Türkiye’nin cam ihtiyacını karşılamak amacıyla İstanbul’un Paşabahçe semtinde 4 Temmuz 1935’te kurulan cam fabrikasıdır. Fabrikanın bu semtte kurulmasıyla birlikte Paşabahçe semti cam üretimi ile anılır olmuştur.

Cam sanatını batı bölgelerinden öğrenen Türk ustalarla, Avrupalı ustalar beraber çalışarak özgün eserler üretmiştir.

Cam Sanatı Nedir? Cam İşleme Sanatı Nasıl Yapılır?

Cam işleme sanatı camın şeklen işlenmesi ve cam eşyanın üzerine boya ve desen işlenmesi şeklinde iki bölüme ayrılır. Kalıplama Tekniği, Üleme tekniği, Kalıp İçi Cam Şekillendirme Tekniği, Cam Füzyon Tekniği, Cameo Cam Tekniği gibi tekniklerle cam işlenir.

  • Kalıplama Tekniği: En eski tekniktir. Önceden hazırlanmış olan kalıba dökülen cam, donduktan sonra kalıptan ayrılır.
  • Üleme Tekniği: Pipo adı verilen içi boş boruyla üflenerek, eriyik ve sıvı halde bulunan cam şekillendirilir. Vazo, bardak, sürahi gibi dekoratif şekillerde cam süslemeleri elde edilir.
  • Kalıp İçi Cam Şekillendirme Tekniği: Diğer bir adı fırında şekillendirme denmektedir. Elde şekillendirme yöntemi ile yapılır. Kilden modeli hazırlanan cam heykelin, alçı kalıbı alınır. Daha sonra cam parçaları kalıba yerleştirilerek, yüksek ısıda fırınlanır. Cam kalıbın içinde eriyerek modelin şeklini alır. Fırınlama süresinin camın kalınlığına göre değiştiği bilinmekle beraber ortalama iki hafta bir süre olduğu söylenebilir. Kalıbın kırılarak cam heykelin temizlenmesi ve ardından üzerine parlatma işlemi yapılması cam soğuduktan sonra gerçekleşir. Bu işlemler yapılarak cama son şekli verilir.
  • Cam Füzyon Tekniği: Cam füzyon tekniği cam üzerine resim yapma sanatıdır. Özel olarak üretilen renkli, şeffaf düz camlar plakalar halinde ve soğukken elde kesilir. Ardından camların birbiriyle kaynaşması için özel olan fırınlarda 800 derecedeki fırına verilir. Yapılan bu işlere “cam füzyon” denir. Elle yapıldığı için birbirlerine benzesede bu objeler asla aynısı olmaz.
  • Cameo Cam Tekniği: Çeşitli renk katmanları halinde cam üst üste konulur. Ardından cam eritilir ve üst katmandaki camın oyulması ve aşındırılması ile desenler ortaya çıkar. Cameo cam tekniği Roma’da ilk kez görülmüştür. Lüks bir cam sanatı tekniğidir.
  • Cam Üfleme Tekniği: Yaklaşık 1.300-1.500 derecelerde akışkan olan cam fırından içi boş bir çubuk yardımı ile üfleme işlemi yapılır. Çubuğun uç kısmından bir miktar üflenir ve soğumaya bırakılır. Cam üfleme dikkat ve sabır isteyen bir sanattır. Cam üfleme bazı teknikler ile yapılır.
    El kıvraklığı el hassasiyeti iyi olmalıdır. Cam hiçbir zaman alevden uzaklaştırılmamalıdır. Cam alevden ufak dahi olsa uzaklaştırıldığına ani ısı kayıpları nedeniyle istenen formda olmaz ve tüm emekler boşa çıkabilir.
    Camı sürekli döndürerek, hareket ettirilerek camın her noktasına aynı derecede ısı gelmesi sağlanmalıdır. Üfleme işlemi sırasında istenirse cam boyaları ile renklendirme işlemi yapılabilir. Üflemede bazen kalıplarda kullanılabilir.
Cam Üfleme Tekniği
Cam Üfleme Tekniği
  • Türk Cam Sanatı: Türk cam sanatı, Türk tarihi için önemli bir cam yapım merkezi haline gelmiştir. Osmanlı döneminden beri gelen eserlere bakıldığında cam sanatında oldukça iyi yerde olduğumuzu görüyoruz. Osmanlı cam endüstrisi İstanbul ilimizde gelişerek camın merkezi haline gelmiştir. Eyüp, Balat, Ayvansaray, Bakırköy, Beykoz, Paşabahçe, Çubuklu ve İncirköy’de gibi bölgelerde farklı cam üretim yapan cam atölyeleri bulunduğu bilinmektedir. Günümüzde de adını sıkça duyduğumuz Paşabahçe, çok sayıda cam ustasını bir araya toplayarak, Türk tarihi için önemli bir cam yapım merkezi haline gelmiştir. Geleneksel Türk cam ürünleri Çeşm-i Bülbül ya da Türk filigranosu, Beykoz işi olarak da bilinir.
  • Çeşm-i Bülbül: Çeşm-i Bülbül son derece kalifiye bir tekniktir. Çok dikkatli yapılması gerekmektedir. Bu teknik, hata kabul etmez. Oluşan hatayı düzeltmek olanaksızdır. Çeşm-i Bülbül tekniği şu şekilde uygulanır.
  • Pipo, fırında eriyik halde bulunan cama daldırılarak, camı toplamak için döndürülür.
  • • Daha sonra cam potadan ayrılarak ocak dışında şekillendirilir ve soğutulur.
  • • Biraz daha soğuk olan cam, düzenli bir şekilde dizilmiş renkli çubuklar ile hazırlanan bir kalıba sokularak üflenir. Çubuklar cama yapışır.
  • • Oluşturulan form tekrar potaya götürülerek cam çubukların iyice yapışması sağlanır.
  • • Cama son şekli kalıp içerisinde elle gerekli döndürme işlemi yapılarak verilir. Bu büyük yetenek gerektiren bir aşamadır.
  • • Şekil verilen ürün soğutulur ve metalden ayrılır.
  • Cam Boncuk Yapımı: Halk sanatı olan cam boncuk yapımı, küçük fırınlarda yapılır. Cam odun ateşinde ısıtılıp yumuşatılır. Boncuklar elle kullanılan basit aletlerle çeşitli biçimlendirmeler yapılır.

Vitray Sanatı

Cam eşyanın üzerine boya ve desen işlenerek yapılan cam işleme sanatına vitray denilmektedir.

İlk Cam Fabrikası

lk cam atölyesi 3.Selim döneminde, Mevlevi Dervişi Mehmet Efendi tarafından Beykoz’da açılmıştır. Mehmet Edendi cam sanatının inceliklerini Venedik’te öğrenmiştir. Zamanla, atölye sayılarının artmasıyla birlikte Camcılar Ocağı kurulmuştur. Daha sonra 1847 yılında İncirköy’de ilk cam fabrikası kurulmuştur.

Benzer Haberler
Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için çerezleri kullanmaktayız. Kabul ediyorum.Çerez Politikamız